Claude Gueux – Victor Hugo

Claude Gueux
Bir Mahkum

‘Sefiller’ ve ‘Notre Dame’ın Kamburu’ romanlarıyla tanınan Fransız yazar Victor Hugo’nun uzun bir öyküsü Claude Gueux. 1834 yılında La Revue de Paris’de yayımlanan bu öykü, gerçek bir hayat hikâyesine dayanıyor. Bu durum eseri daha ilginç bir hale getiriyor.

19. yüzyılda Paris’te yaşayan, eğitimsiz ama becerikli ve güçlü bir işçidir Claude. İşsizlik, açlık yüzünden hırsızlık yapar ve yakalanıp hapse düşer. Kötü cezaevi koşulları ve merhametsiz cezaevi yönetimi onu cinayete iter. Cezaevi müdürünü öldürmek sebebiyle idama mahkum edilir. Giyotinde canını verir.

Dünyanın dört bir köşesinde, hemen hemen her gün gerçekleşen sıradan bir adli vakayı unutulmaz bir edebiyat eserine çevirmek, Victor Hugo gibi bir sanatçının hünerini gösterir. Bir adli vakayı merkezi alarak çarpık toplumsal düzeni eleştirir Hugo. Özellikle eğitim ve adalet sistemini mercek altına alır.

40 küsur sayfalık bir uzun öykü olan ‘Claude Gueux’ kitabının son sayfalarında düzen eleştirisini yapar Victor Hugo. Claude’nin yaşamını ikiye ayırır ve temel sorunları belirtir:

“Claude Gueux’nün dikkate alınması gereken yaşamında başlıca iki evre var: Düşüşten önce ve düşüşten sonra. Bu ikisinin altındaysa iki sorun var: Eğitim ve ceza sorunu. Bu iki sorun arasındaysa bütün bir toplum mevcut.” (syf. 36)

 

 Çarpık Düzen

Toplumsal düzenin bozuk olduğunun altını çizen yazar, doğal olarak suçlunun kim olduğunu bulmaya çabalar:

“Claude Gueux’ye bakın. Şüphe yok ki iyi işleyen bir kafa, iyi niyetli bir yürek. Ama kader onu öyle kötü bir topluma soktu ki sonunda hırsızlık yaptı; toplum onu öyle kötü bir hapishaneye koydu ki sonunda birini öldürdü.

Gerçekten kim suçlu?

O mu?

Biz mi?” (syf. 36)

 

Eğitim ve adalet sisteminin bozuk olduğu düzen, yoksul insanları suça sürüklemekte, başka bir çıkar yolu bırakmamaktadır. Ceza sistemi ise suça sürüklenen insanları topluma kazandırmamakta, resmen bu insanların hayatlarını harcamaktadır. Victor Hugo’nun kitaptaki şu sözleri bu yüzden oldukça etkileyicidir:

“Halk aç, üşüyor. Sefalet halkı cinsiyetlere göre suça ya da kötülüğe itiyor. Zindanının oğullarını, genelevin kızlarını aldığı halka acıyın! Fazlasıyla kürek mahkumunuz, fazlasıyla fahişeniz var.

Bu iki yara neyi gösteriyor?

Toplumun yapısı kangrene dönüşmüş.” (syf. 38)

 

Victor Hugo sadece sorunları ortaya koymaz, çözüm yolu da sunar; kangrenleşmiş bozuk düzeni iyileştirmek için eğitimi önerir. Halkın eğitilmesiyle  tüm sorunlar çözülecektir. On dokuzuncu yüzyıldaki bozuk düzen ne yazık ki günümüzde devam ediyor. Yeni Claude’ler her gün suça itiliyor ve hapse düşüyor.

Peki, bir kez de biz soralım: Suçlu kim? Ve çözüm yolu ne?


Sitede yer alan diğer incelemeleri okumak için tıklayınız: İnceleme