Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan Nişanlı kitabında Anton Çehov’un kaleme aldığı iki öykü yer alıyor: Nişanlı ve Edebiyat Öğretmeni.
Kısa öyküyü başlı başına bir sanat haline getirmeyi başaran Anton Çehov’un kitapta yer alan iki öyküsünde karamsar bir tonun hâkim olduğu söylenebilir.
Çehov öykülerinin ayırt edici özelliklerinden biri bitip tükenmeyen mizah duygusudur. Ancak ömrünün sonlarına doğru yazdığı öykülerde genel olarak karamsarlık daha ağır basmaktadır. Bu iki öyküde, özellikle de Edebiyat Öğretmeni öyküsünde kötümserlik had safhadadır.
Nişanlı
Taşrada yaşayan, varlıklı bir ailenin 23 yaşındaki kızı Nadya nişanlıdır ve evlenmek üzeredir. Geleceği üç aşağı beş yukarı belirlenmiştir. Annesi gibi evlenip çoluk çocuğa karışacaktır. Fakat Moskova’da yaşayan ve yazları yanlarında misafir kalan Saşa söyledikleriyle Nadya’nın kafasını karıştırmaktadır. Asalak, geleneksel ve sıkıcı bir yaşam yerine, şehre gidip öğrenim görmesini ister.
Saşa sayesinde hayata başka bir gözle bakan Nadya oldukça cesur bir adım atar ve evlenmeden Moskova’ya kaçar. Şehirde ayakları üzerinde durmayı öğrenen Nadya yepyeni bir hayata adım atıp bambaşka bir insan olur. Böylece kısa bir öyküde, bir kadının özgürleşmesine tanık oluruz. Çarlık Rusya’nın feodal, asalak tabakasını şu sözlerle eleştirir yazar:
“Ey, Rusya Ana! Ey Rusya Ana, ne kadar da çok aylak ve yararsız insan taşıyorsun sırtında hala! Ne kadar da çok var sırtında benim gibilerden, ey cefakâr ana!” (syf.14)
Fakat gelmekte olan yeni bir dünyanın umudu da vardır satır arasında:
“Ah, kaderin gözlerinin içine dosdoğru ve cesurca bakmanın, kendini haklı görmenin, neşelenmenin ve özgür olmanın mümkün olacağı bu yeni ve berrak hayat bir an önce gelse keşke! Ama er ya da geç gelecek bu hayat!” (syf.24)
Edebiyat Öğretmeni
Kaliteli bir lisede edebiyat öğretmeni olan genç Nikitin, çok sevdiği varlıklı Mariya’yla evlenir; bu aşk evliliği sayesinde daha lüks, rahat ve huzurlu bir yaşama geçiş yapar. Ancak evliliğin ona getirdiği mutluluk kısa sürer.
Nikitin kendini, yaşamını, evliliğini gereksiz ve saçma bulur. Bir tür varoluş krizine girer. Her şeyi sorgulamaya başlar. Eşinden ve toplumdan uzaklaşır. Öykü oldukça karamsar bir tonda, şu sözlerle biter:
“Neredeyim ben, Tanrım? Etrafımda yalnızca pespayelik ve yine pespayelik. Sıkıcı, önemsiz insanlar, smetana çömlekleri, süt testileri, hamamböcekleri, aptal kadınlar… Buradan kaçmak gerek, hemen bugün kaçmak, yoksa çıldıracağım!” (syf.57)
Sonuç
Mustafa Kemal Yılmaz’ın çevirisiyle, Modern Klasikler Dizisi’nden çıkan Nişanlı kitabı usta öykü yazarı Anton Çehov’un ustalık eseri öykülerinden ikisini barındırıyor. Çehov seven okurların kaçırmaması gereken kitaplardan biri olduğunu söyleyebiliriz.
Sitede yer alan diğer incelemeleri okumak için tıklayınız: İnceleme