Modern Amerikan Edebiyatının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Ursula Kroeber Le Guin, 21 Ekim 1929 tarihinde Kaliforniya’nın Berkeley şehrinde yazar Theodora Kroeber ile antropolog Alfred Louis Kroeber’in çocuğu olarak dünyaya gelir. Ursula Le Guin sakin ve güzel bir çocukluk geçirir.
Ailesinin geniş kütüphanesinden edindiği kitaplarla beslediği hayal gücünü her akşam toplanarak yaptıkları fikir alışverişleriyle besleme imkânı bulur. Ursula’nın kültürler ve bu bağlamda bireyin konumu meseleleri odağında şekillendirdiği söyleminin de kaynağı tahmin edilebileceği üzere yaşamının bu dönemidir. Televizyonun olmadığı, her görüşün muhakkak itina ve özenle dikkate alınarak dinlendiği bu ortamda hem düşünsel altyapısını sağlamlaştırır hem de geleceğe dair çıkarımlarını inşa eder.
Ursula K. Le Guin 9 yaşındayken yazmaya başlar. 11 yaşındayken de bir kısa öyküsünü Astounding Science Fiction dergisine gönderir ama reddedilir. Bunun üzerine yaklaşık on yıl boyunca yazdıklarını kendisine saklamaya karar verir. Matematikle arası iyi olmadığı için lisans eğitimini Rönesans Fransızcası ve İtalyan Edebiyatı üzerine alan Le Guin, Fransızca üzerine yüksek lisansını tamamladıktan sonra doktoraya hazırlanmaya başlar ve çalışmaları için 1953 yılında Paris’e gitmeye karar verir.
Seyahat yaptığı gemide Charles Le Guin adlı genç bir adamla tanışır. Genç çift aynı sene evlenir. Bu beklenmedik gelişme Ursula’nın akademik kariyerinin bitişine işaret ederken aynı zamanda yazarlığının da önünü açar.
1959 yılından itibaren tam zamanlı olarak yazmaya başlayan Le Guin, çocukluğundan itibaren yerel destanlar ve hikâyeler dinleyerek inşa ettiği kurgusal dünyasını kozasından çıkarmaya, faş etmeye başlar. İlk yıllarında fantastik bir evren olarak hayal ettiği Orsinya üzerine yazar.
Bahsi geçen evrende geçen hikâyeler ve şiirlerle anlatısını derinleştirir ama yazdıklarının büyük bir kısmı reddedilir. Bu durum da kendini sorgulamasına ve bir çıkış yolu aramasına sebep olur. Nihayetinde yazdıklarını bilimkurgu türünde sunmasının makul olacağına karar vererek bu alana yönelir.
Böylece üçlemeyle başlayan ve zamanla genişleyen Hainli Döngüsü’nü yaratacağı şartlar oluşmaya başlar. Fantastik kurguya da ayrıca zaman ve emek ayıran Ursula, bir büyüme hikâyesi (bildungsroman)olarak yazdığı Yerdeniz Büyücüsü ile de geniş bir evren yarattığı Yerdeniz serisini kaleme alır.
2003 yılında Amerika Bilimkurgu ve Fantezi Yazarları Derneği tarafından 20. Grand Master seçilen Ursula K. Le Guin, kaleme aldığı kurgu ve kurgudışı eserlerle hem bilimkurgu hem de fantastik edebiyatın geniş kitlelere ulaşmasında önemli gayretlerde bulunmuştur.
Yazdıklarıyla olduğu kadar yaşamıyla da örnek bir figür haline gelmiş, sosyal meseleleri kurguya ustalıkla yedirerek günceli daima yakalamış ve Kutup Yıldızı misali genç yazarların yolunu aydınlatmıştır. Bu da onu edebiyatın köşe taşlarından biri kılmıştır.
Ursula K. Le Guin’in Dünyaya Orman Denir kitabının incelemesini şuradan okuyabilirsiniz.