Sözcük Korsanı – Aşkın Güngör

Sözcük Korsanı

Deneyimli yazar ve editör Aşkın Güngör‘ün bilimkurgu öykülerini daha önce okumuştum. Güngör’le aynı öykü seçkilerinde yer alma mutluluğunu da yaşamıştım. Bu açıdan tanıdığım bir yazar kendisi. Ama ilk kez yazarın bir çocuk kitabını okudum: Sözcük Korsanı

Bilimkurgu öykülerinden, Güngör’ün ne kadar güçlü ve başarılı bir öykücü olduğunu çok iyi biliyordum. Fakat yazar ‘Sözcük Korsanı’ kitabıyla gerçekten beni şaşırtmayı başardı. Bu kadar keyifli ve sürükleyici bir kitap okuyacağımı beklemiyordum doğrusu.

Dedektif Bol Bel’in Serüvenleri kitap serisinin ilk eseri ‘Sözcük Korsanı’. Bol Bel, şahsına münhasır bir dedektif. İlk dikkati çeken özelliği ‘r’ harfini söylememesi. Bu özellik başkahramanımıza en baştan sevimli bir hava katıyor. Bol Bel hakkında başka neler söyleyebiliriz? ‘BAÇYOF’dan mezun olamayan tek yetişkin. BAÇYOF’un ne olduğunu merak ediyorsanız, kitabı mutlaka okumalısınız.

En iyisi, Bol Bel’i yazar Aşkın Güngör’den dinleyelim: “Kısa boylu, turuncu şapkalı ve aynı renk pardösülü, koca bir futbol topu yutmuşçasına göbeği yusyuvarlak olan” biri. Dış görünüşü gerçekten ilgi çekici, ama kişiliğinin de bir o kadar sıra dışı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çocuk ruhlu bir hayalperest, iflah olmaz bir maceracı, şakacı ve güler yüzlü bir yetişkin. Alışkın olmadığımız bir yetişkin, bu yüzden BAÇYOF terk kendisi.

Maceraya geçmeden önce dikkatimi çeken ve hoşuma giden bir başka özelliğinden bahsetmeliyim Dedektif Bol Bel’in. Dedektifler normalde para karşılığında çalışır, değil mi? Bütün dedektifler üç aşağı beş yukarı böyledir. Ama Dedektif Bol Bel, çözdüğü olaylardan, gizemlerden para almaz. Peki, ne alır? Dedektif Bol Bel’in müşterileri çocuklardır ve yardım ettiği çocuklardan ‘hayal’ ödünç alır. Bu hayallerle dolu bir odası da vardır: ‘Genişleyen Oda’. Müthiş değil mi?

Kitaptaki olaylar dedektif maceralarının çoğunda olduğu gibi Bol Bel’e gelen bir telefonla başlar. Bir grup çocuğun acilen yardıma ihtiyacı vardır. Çok ciddi bir sorunla karşı karşıyadırlar. Her şeyin ismi değişmektedir. Örneğin semtlerinin, okullarının hatta arkadaşlarının isimleri değişmiştir.

Dedektif Bol Bel, toplu taşıma kullanan bir kahramandır. Parayla işi olmamasından dolayı bu durum gayet doğaldır. Yolda garipliklerle karşılaşır Bol Bel. İnsanlar birbirleriyle konuşmakta ve anlaşmakta zorlanır hale gelmiştir. Tabelalarda isimler değişmiştir. Dilin kendisi tanınmaz hale gelmektedir. Çok zor bir durum değil mi? Devamında ne olduğunu, neden sözcüklerin değiştiğini ve Bol Bel’in bu gizemi nasıl çözdüğünü öğrenmek istiyorsanız, mutlaka kitabı okumalısınız.

‘Sözcük Korsanı’ kitabının en beğendiğim yönü, son sayfalara dek maceranın ve sürükleyiciliğin hiç bitmemesi. Böylece kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Bir diğer takdir edilesi özellik ise toplumun, ebeveynlerin ve çocukların yaşadıkları sorunların, sıkıntıların satır aralarına başarılı bir şekilde yedirilmiş olması. Yazar, hepimizin yaşadığı sorunları ve bu sorunların çözümlerini ders verme yanılgısına düşmeden aktarmayı başarmış.

Ödüllü çizer Gökçe Akgül’ü de unutmamak gerekiyor. Hareketli ve esprili çizimleriyle Dedektif Bol Bel’in sürükleyici macerasını başarılı bir şekilde görsele dökmüş. Kitap görselleriyle birlikte çok daha etkileyici bir hal almış.

Dedektif Bol Bel’i çok sevdim, diğer maceralarını da okuyacağım. Sizlerin de Bol Bel’i tanımanızı isterim.

Aşkın Güngör


Sitede yer alan diğer incelemeleri okumak için tıklayınız: İnceleme