“3 Temmuz 2023’te Dünya En Sıcak Gününü Yaşadı.” Bu haberi mutlaka bir yerlerde okumuş veya görmüşsünüzdür. Her geçen yıl küresel ısınmanın etkisini daha fazla hissediyoruz. İşin ciddiyetini ne kadar görmezden gelmeye çalışsak da iklim krizi gezegenimizi ve tüm canlıları tehdit ediyor.
Böylesi bir dönemde, ekolojik kurgu türü önem arz ediyor. Ekolojik kurgu veya kısa haliyle ekokurgu nedir? “Ekokurgu, doğa (insan olmayan) veya çevre odaklı (insanların doğa üzerindeki etkileri) kurgu eserlerini kapsayan bir edebiyat türüdür.”
2022 yılında Antares Yayınları’ndan çıkan, Ayşegül Yalvaç’ın kaleme aldığı “Bir İstanbul Efsanesi” romanı ekokurgunun iyi bir örneği. Kitabın adından anlaşıldığı üzere, İstanbul’u merkeze alan bir eserle karşı karşıyayız.
Ama günümüzde olduğu gibi, iklim ve çevre kriziyle baş etmeye çalışan karalar içerisinde bir İstanbul görürüz: “Güzelim İstanbul ise ağaçlar kesilince, çıplak kalan bağrına tas basar misali gökdelenleri kucaklıyor; değişmiş çehresi, solmuş rengi, dökülmüş saçları, tükenmek üzere olan nefesi ile hasta bir insana benziyordu günden güne.” (syf. 6)
Valentine ve Aliço
Her şeye rağmen, hem karada hem de suyun altında İstanbul’u koruyan canlılar vardır. Kitabın başkarakteri Valentine gibi periyanlar su altında mücadele vermektedir. Periyan da nedir diye sorabilirsiniz. Hemen kitaptan bir alıntı yaparak soruyu cevaplayayım: “Periyanlar için ne balık, ne insan ne de bir bitki türü demek mümkündü. Onlar bu canlı organizmaların birleşiminden ibaret, tek bir vücutta hepsinden bir nitelik bulunduran ilginç bir Boğaziçi türüydü.” (syf. 8)
İstanbul arka arkaya iki doğa felaketiyle karşılaşır: İlk önce, istilacı bir deniz türü Boğaziçi’ne dadanır; daha sonra, kimyasal bir tanker boğazda patlar ve taşıdığı kimyasallar denize saçılır. Deniz yaşamı için bu iki kötü olay tabuta çakılan son çiviler gibidir.
Bir deniz temizleme gemisi mühendisi olan Aliço ve Valentine’ın yolları kesişir ve ikisi Boğaziçi’ni kurtarmak için heyecanlı bir maceraya koyulurlar. Valentine, Aliço’yu şöyle anlatır dedesine: “Doğasever bir insanoğlu. Doğanın insan faaliyetlerine karşı verdiği mücadelede doğanın yani bizim, yani kendi özünün yanında yer alıyor.” (syf. 113)
Ekokurgu hakkında daha fazla şey öğrenmek isterseniz yazarın, Kayıp Rıhtım internet sitesindeki “Distopya Edebiyatının Vazgeçilmezi Ekokurgu Nedir? Son Yıllarda Neden Önem Kazanmıştır?” yazısını da okuyabilirsiniz.
Ayşegül Yalvaç, ilk kitabıyla ekokurgunun yerli bir örneğini okurlara sunmuş. Bir sonraki eserinin de aynı türde olup olmayacağını gerçekten merak ediyorum.
Sitede yer alan diğer incelemeleri okumak için tıklayınız: İnceleme