Türkiye’nin ilk ve şimdilik tek bilimkurgu öykü dergisi Roket’in 3. sayısı çıktı. Derginin yeni sayısınının hem maddi (teknik özellikleri) hem de manevi (içerik) açıdan bende bıraktığı izlenimleri siz okuyucularla paylaşmak istedim.
Öncelikle dış görünüşünden başlamak isterim. Bu dergi alanında bir ilk olduğu için format arayışındaki gelişmeyi ilk üç sayıda görmek mümkün. Hem ebat hem kağıt kalitesi bakımından bir ilerleme gözle görünür bir değişimi ortaya koyuyor. Dergiyi ilk elime aldığımda bu gelişmenin bıraktığı ‘hoş’ izlenime sahip oldum. Kapak sayfası kağıt kalitesi ‘dokunmatik’ zevkleri, kapaktaki görsel göz zevkini okşuyor. İçeriğine serpiştirilen görseller dergiye ayrı bir zenginlik katmış. Bence Roket artık gerçek anlamda bir dergi.
Gelelim Roket’in 3. sayısının içeriklerine. Genel olarak öykülerdeki ilginç konular ve kurgular hoşuma gitti. Bu benim okuduğum eserlerde aradığım ‘olmazsa olmaz’ bir özellik. Bu bağlamda bence Roket genel olarak gayet başarılı, bilimkurgu edebiyatında yeri olacak bir proje. Bundan sonra da güzel içerikli sayılar çıkacağına eminim. Şimdi spoiler ‘bıçak sırtı’ üzerinde fazlaca açık vermeden öykü bazındaki izlenimlerimi sizinle paylaşmak istedim.
Kendim de öykü yazan biri olarak okuduğum öyküleri sıradan bir bilimkurgu okurundan daha değişik bir gözle okuyorum. Bu bağlamda aşağıdaki izlenimlerimin ‘olumsuz’ eleştiri olarak algılanmasından endişe duyuyorum. Sonuçta ben bir eleştirmen değilim. Her yazdığımın yüzde yüz doğru olduğu iddiasında ise hiç değilim. Ancak dikkatimi çeken hususlara yazar arkadaşlarımın bakması faydalı olacaktır. Belki benim yanlış anladığım noktalar olabilir.
Bize Orman Derler – Barış Toprak
Ana kurgusu, fikri ve konusu güzel bir öykü. Okurken insanı olayların geçtiği mekanlarda hissettiren bir anlatım var. Diğer yandan ufak tefek mantık hataları olmuş. Öykünün kahramanı evrim geçiren türe karşı uzay gemisinin aldığı tedbirlere rağmen kahramanın geminin aslında devre dışı kalmış sistemleri ile etkileşime giriyor olması dikkatimi çekti. Evrim geçiren kahramanımızın geminin yaşama imkanı olmayan mekanlarında oldukça uzun sürmesi gereken bulunuşu yine dikkatimi çeken bir nokta oldu. Öykünün finali ise benim sevdiğim türden beklenmedik ve şaşırtıcı.
Kukla – Anıl Şahal
Yazarın Metin adında birinin barmen olamayacağı yolundaki düşüncesi çok yerinde! Şaka bir yana teması, kurgusu güzel bir öykü. Okuduktan sonra aklıma takılan bir soru cevapsız kaldı. O da bütün olan bitenin amacının ne olduğu. Bu konu güzel bir kurgu ile anlatılabilirdi. Mesele kahramanımıza neden ihtiyaç duyulduğu ile ilgili. Öyküden olan bitenin devletin gizli bir projesi olduğu anlaşılıyor. O kadar.
İyi Geceler Öpücüğü – Meltem Dağcı
Güzel başlayan, hüzünlü biten, güzel bir öykü. Meltem’in öyküsünde uçanbüs diye bir araç var. Bu hoşuma gitti. Hayatımda yazdığım ilk öyküde uçaroto diye bir araç hayal etmiştim. Sonu beklenmedik bir şekilde biten bir robot hikayesi. Yazar dişi robota robotka ismi verildiğinden bahsetmiş. Ben sadece bu notu zenginleştirici bir bilgi ekleyeceğim. Bu bir özel isimden çok Slav dillerinde kelimelerin eril ve dişil olmasından kaynaklanıyor. Yani robotka otomatik olarak ortaya çıkan bir isim. Sık kullanılmayan bir isim olduğu açık.
Kızıl Göğün Düşüşü – Kaya Berk İpek
Güzel bir öykü. İnsanlık üzerine düşünceler bana “Dünya’nın Durduğu Gün” adlı eseri hatırlattı. Distopik bir Dünya’da geçen öykünün finalinde geleceğe yönelik ümit vadetmesi hoşuma gitti.
Foton Kumbarası – Rıdvan Karlıdağ
Diğer öykülerde de hissettiğim bir ‘orada olma duygusu’nun en belirgin olduğu bir öykü. Bunu bilimkurgu değil de fantazi gözüyle okudum. Yazar şimdilik sadece varlığı konusunda bilgimiz olan fenomenleri öyküsündeki kahramanın yardımı ile deneyimlemeye çalışmış. Herkesin bir yere gidecek olması insanlar açısından ‘ironik’ bir ceza gibi geldi bana!
Buluttan Uzağa – Batuhan Pozut
Bu öykü her geçen gün gerçek olma ihtimali yüksek yakın bir zamana bakıyor. Hazin ama olması muhtemel son. Bu karamsar tabloya rağmen anlatımı güzel bir öykü.
Sahipsiz – Zeynep Altuntaş
Anlatımı güzel bu öyküyü de beğendim. Öyküde anlatılan olayın gelecekte mümkün olabileceği ihtimali gittikçe güçleniyor. Dolayısı ile amacı ne olursa olsun ‘biriktirme’ işini yapan kahramanımızın kafasının karışması son derece doğal. Öyküyü beğenmemin ana sebebi de bu olsa gerek.
Makber – Uğur Aydın
Galiba bu sayıda en çok hoşuma giden öykü bu. Okurken kendimi orada hissetiğim bir öykü oldu. Bazı anlarında daha önce filmlerde gördüğüm sahneleri bana anımsattı. Ancak anlatılan hikaye çok daha başka ve ilginç olduğu için zevkle okunuyor.
Mavi Kelebek – Sibel Bozkurt
Bu da hoşuma giden bir öykü oldu. Hüzünlü bir teması, kurgusu, anlatımı güzel bir öykü. Kahraman öykünün sonunda cevabını bilemediği bir soru soruyor. Oysa o sorunun cevabı: ‘Özgürlüğün bedeli’ şeklinde olmalıydı.
No Woman No Cat – Didem Kazan Sol
Güzel bir öykü. Teması ile insanı değişik konuları düşünmeye iten, anlatımı hoş bir öykü. Ele alınan konuda ‘mağdur’ taraf aslında öyküde belirtilen değil öteki olabilir. Kromozom ile igili bilgilerimiz bir gün o cinsin mağdur olacağını düşünmemize neden oluyor. Diğer yandan hayatın kuralıdır. Bunu yapan hep iki kişidir. Birini iptal edersen sonu iyi olmaz.
Kozmos 103: Uzay Sovyeti – Hüseyin Şimşek
Ne diyeyim. Hoşuma giden bir öykü. Sürükleyici bir anlatımı var. Okurken Sovyet kelimesinin insanın aklına getirebileceği bir ortamı hissettim. Farklı halklardan insanların olması da bunu pekiştiriyor. Okurken olayların geçtiği yerler aklımda canlandı. Bu yazarın anlatımda başarılı olduğunu gösteriyor. Öyküde kahramanlarımızın karşılaştığı türden tehlikeler insanın hangi halktan olduğuna bakmıyor. Finalini okurken yüzümü buruşturmadım değil, ama anlatılan olayların başka türlü gerçekleşmesi mümkün değil. Tek dikkatimi çeken Rusça isimlerin yazımı. Benim meslek icabı dikkat ettiğim bir konu olduğu için bu isimlerin doğru şekillerini buraya yazıyorum: Anatoliy, Korolyev, Rıbin
Kurnaz Plan – Roman Kats / Rusça Orijinalinden Çeviren: Metin Uçar
Gerçekten kurnaz bir plan. Çeviri yapmak üzere öykü ararken kurgusu seçtiğim sırada zaten hoşuma gitmişti. Bu konuda da ben okuyucuların yorumlarını bekliyor olacağım. Gelecek tepkileri yazara iletmek benden. Bu çeviri Roket’e ‘uluslararası’ bir nitelik kazandırıyor. Bildiğim kadarıyla Roket’in yaratıcılarının böyle bir hedefi var. Bence doğru bir hedef.
Not: Roket Bilimkurgu Öykü Dergisinin 3. sayısını şuradan edinebilirsiniz.