Yazıma bir anıyla başlamak istiyorum: Ortaokul öğrencisiyken babamın kütüphanesindeki Dünya Klasiklerini okumaya başlamıştım: Tolstoy, Dostoyevski, Jack London, Gogol, Hemingway… Şanslıydım, birçok klasik elimin altındaydı. Hiç unutmam, Dostoyevski’nin Kumarbaz romanını okuduğumda tam anlamıyla şaşkına dönmüştüm. Bir asırdan fazla bir süre önce yazılmış bir kitap beni büyülemişti. Yazar öleli uzun yıllar olmuştu, ama yazdıklarıyla yaşamaya ve insanları etkilemeye devam ediyordu. Edebiyatın zamana karşı koyan gücünü ilk o zaman çarpıcı bir şekilde fark etmiştim ve ‘Keşke bir gün ben de bir kitap yazsam’ diye düşünmüştüm. Bu an nedense aklıma kazınmış.
Kitaplara ve okumaya çocukluğumdan beri düşkündüm, fakat yazmaya üniversitede başladım. Özellikle o zamanlar popüler olan, edebiyatla alakalı internet forumları çok işime yaradı. Benim açımdan, bir nevi edebiyat atölyeleri işlevini gördüler. İçine kapanık biri olduğumdan dolayı, internet sayesinde çok daha kolay bir şekilde yazan çizen insanlarla iletişim kurabildim. Kısa öyküler yazdım, insanlarla paylaştım, onların yorumlarını ve eleştirilerini aldım.
Üniversitede Mütercim-Tercümanlık bölümü okudum. Bunun da kuşkusuz hem okurluğuma hem de yazarlığıma katkısı oldu. Bu sayede edebiyat eserlerini ana dillerinde okuma şansı da elde ettim. Profesyonel olarak çevirmenlik hiç yapmadım. Çeviriyle aram pek iyi olmadı. Bunun yerine, İngilizce Öğretmenliği yapmayı tercih ettim. Öğretmenliğe başladıktan sonra ise Çocuk Edebiyatıyla yakından ilgilenmeye başladım. Öğrencilerin beğendikleri kitapları okuyup inceledim. Bu alanda da kalem oynatmaya heveslendim. Yakın zamanda bir çocuk kitabım çıkacak. Bu yazıyla onun müjdesini de vermiş olayım.
Yazıma bir anıyla başladım, bir hayalimle bitireyim: Hayata gözlerimi yumduktan sonra (kim bilir ne zaman) bir okurun, herhangi bir kitabımı bitirdikten sonra ‘Keşke bir gün ben de bir kitap yazsam” diyebilmesini ümit ediyorum.
Kaynak: Parşömen Fanzin
Ruhşen Doğan Nar’ın yayımlanan kitaplarını incelemek için tıklayınız: Kitaplar
